19 Mart 2010 Cuma

SİGARAMIN DUMANINA SARSAM SAKLASAM SENİ


Sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni/Ezginin Günlüğü


KOT ISCILERI NE DURUMDA

Bir ara gündeme gelen ve tekrar örtbas edilip kapatılan kot işçilerinin sağlık problemleri devam ediyor. 2 yıldır silikosiz tedavisi gören kot taşlama işçisi Ruhat Yıldırak hayatını kaybetti. Silikozis nedeniyle yaşamam veda eden kişi sayısı bilinen 39..

Kot taşlama atelyelerinde ve fabrikalarında çalıştırılan ve üstelik sigortasız bir şekilde çalıştırılan kot işçilerinin hiç bir sağlık güvencesi yok. Üzerlerinden milyonlar kazanılan işçiler kısa bir sürede yaşamlarını yitiriyorlar. Üstelik bile bile.. Çünkü eve ekmek götürmek, çocuklarının karnını doyurmak zorundalar. Bunu bilen atelye sahipleri de bu mecburiyeti kendi lehlerine çevirip, üzerlerinden para kazanıyorlar ve vicdanları dahi sızlamıyor.


Artık kot taşlama işini lazer tekniği ile yaptıklarını ifade eden bazı firmalar vicdanlarını mı rahatlatıyorlar acaba. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Ölüm saçan bu cinayetlere dur demek gerekmiyor mu?


İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz. Kemerlerini birleştiremeyenlerle, takacak kemeri bile olmayan insanlar arasındaki bu uçurum, bu fark kalkmayacak mı? Sömürenler sömürmeye, sömürülenler sessiz kalmaya devam mı edecek. İnsan olma hakkı, insanca yaşama hakkı kulanılamayacak mı? Birşeyle hep birilerinin tekelinde mi olacak.


BIR DÜŞÜNEN

Silikozis hastalığı nedir?

Kot taşlama, kotların beyazlatılması, eskitilmiş görünümü verilmesi için, kumun, kuru hava kompresörleriyle kotların yüzeyine tutularak aşındırılması işlemine verilen ad. Bu uygulama sırasında solunan tozlar akciğerde silikozis hastalığına yol açıyor.


Sık rastlanan meslek hastalığı olan silikozis, kot taşlama atölyelerinde, döküm ve metal eşya işkolunda, Silikojen tozun solunum yolları korunma mekanizmasını aşarak akciğere kadar ilerlemesi sonucu meydana geliyor. Akciğer kan ve lenf damarlarında çekilmeler ve şekil bozukluklarının oluşmasına neden olan hastalığın tedavisi yok.

18 Mart 2010 Perşembe

MUZE SOYGUNU BIR UTANCTIR


Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nden 18 eser çalındı. Resim Heykel Müze Müdürü Ömer Osman Gündoğdu, dün Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek müzeden hırsızlık olduğunu bildirdi. Müzede yaptıkları tespit sonucu Hoca Ali Rıza'ya ait karakalem çalışması 13 eserin çalındığını belirlediklerini bildiren Gündoğdu, çalınan eserlerin yerine fotokopilerinin konulduğunu kaydetti.

Ayrıca, müzeden 5 eserin de çerçevesinden alındığını belirlediklerini kaydeden Gündoğdu, bu eserlerin kimlere ait olduğunu henüz tespit edemediklerini belirtti.

Müze müdürünün ihbarı üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü Kimlik Tespit ve Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ile Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Resim ve Heykel Müzesi'nde inceleme yaptılar. Yetkililer, hırsızlık olayı ile ilgili çok yönlü soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydetti.

Sayın Kültür Banı Ertuğrul Günay bu olay üzerine şöyle bir açıklama yaptı:

Müzedeki sorunların 12 Eylül döneminden beri sürdüğünü söyleyen Günay, yüzlerce tablonun kaybolması gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, "Sorumlu hapse de girebilir, kılım kıpırdamaz Müzenin kayıt sistemini işletmekte sorun yaşandığını belirten Günay, yeni bir kayıt sistemi kurduklarını, bu defterlerin noter tasdikli olduğunu belirtti. Bakan Günay, "1980'lerde bu sistem kurulmuş olsaydı, bugün bu sorunları yaşamazdık" dedi.

Yani Bakan Günay sorunun yeni bir sorun olmadığını ve 1980’lere dayandığını ifade ederek olayda suçluluklarını kabul etmiyor.

Günay, "1980 ortalarından 2000 başlarına kadar denetim raporları var elimde. Müze 1980'de kurulmuş. 12 Eylül'den önce 1980'in başında müzeaçılınca çeşitli kurumlardaki sergilerin buraya devredilmesi Başbakanlık talimatıyla istenilmiş ama bir kısmı gelmiş, bir kısmı eksik gelmiş, kayda geçmemiş, reprodüksiyolar gelmiş..Müze 1980 Nisanı'nda da açılmış ve daha sonra 12 Eylül darbesi olmuş. Bu müzede geçmişten beri sorun var. Yeni bir sorun değil bu" diyor

Koskoca devletin müzesi soyuluyor ve suç geçmişe atılıyor. Bugün siz varsınız. Hatta dün de vardınız. 1980 yılından bugüne tam 30 yıl geçti. Her yıl müzede envanter dökümü olmuyor mu? Araştırma yapılmıyor mu? Bu ilgisizlik niye? Sanata verilen değer bir kez daha gözler önünde. Bu soygun bir şekilde ortaya çıkmasaydı. Acaba yetkililer daha ne kadar uyuyacaktı. Daha ne kadar eser yok olacaktı.Ne kadar kültür varlığı yok edilecek ve birileri bu soygundan ceplerini doılduracak. Türkiye çapında bir araştırma yapılsa acaba daha kaç müzede bu tür soygunların gerçekleşmiş olduğu ortaya çıkar…. Bu eserleri meydana getiren insanlara saygısızlıkta işin cabası.

BIR DUSUNEN

16 Mart 2010 Salı

CABUK YASLANMAK ISTEMIYORSANIZ BUNLARA DIKKAT EDIN

Vücudumuza baktığımız ölçüde genç ve sağlıklı kalabiliriz. Elbette genetik oldukça önemlidir, erken ya da geç yaşlanmada. Ancak yaşlanmayı geciktirmekte elimizde. Çabuk yaşlanmak istemiyorsanız, aşağıdaki önerilerimize kulak verin.

* Karbon hidrat tüketimine dikkat edin. Fazla kullanılan karbonhidrat vücudun yaşlanmasını çabuklaştırır.
* Şekeri ve şekerli gıdaları yaşamınızdan uzak tutun. Doğal şekerli gıdalara yönelin.
* Süt kullanın. Kemikleriniz için vazgeçilmez bir kaynak. Ancak çok yağlı olmamak şartıyla
* Sigarayı bırakın. Cildiniz erken yaşlanır. Sadece cildin yaşlanması değil tabi. Sigaranın neden olduğu hastalıkları saymıyoruz bile.
* Hazır yiyeceklerden, dondurulmuş gıdalardan uzak durun. Taze kalması için içine konulan maddeler zarar veriyor.
* Yapay tatlandırıcılar kullanmayın
* Bol yağda kızarmış yiyeceklerden uzak durun. Yemeklerinizde çiçek yağı tüketimini aza indirin.
* Margarin ve benzeri yağları mümküğn olduğunca tüketmeyin.
* Kırmızı et tüketimini azaltın. Özellikle yağlı olanı.
* Konserve besinler tüketmeyin. Taze sebzeler tercihiniz olsun.
* Meyvayı sofranızdan eksik etmeyin. Hergün bir porsiyon meyva yemeyi ihmal etmeyin
* Havuç, ananas, sarımsak,kuru erik, ıspanak, domates gibi sebze ve meyvaları bol tüketin.
* Haftada iki defa sofranızda balık mutlaka olsun. İçindeki Omega 5 sizin sağlıklı kalmanızı, genç görünmenizi sağlayacaktır.
* Ceviz, fındık, kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru inciri sırasıyla mutlaka ilaç niyetine yiyin.

Beslenmenize dikkat ettiğiniz kadar mutlaka sporu da yaşamınızdan eksik etmemlisiniz. En azından hergün yarım saat yürüyüş, evde yapılan jimnastik, yaşlanmanızı geciktireceği gibi, sizi sağlıklı kılacaktır.İN

TİN