27 Aralık 2009 Pazar

KILOLU HANIMLAR NASIL GIYINMELI


Kilolu hanımların sorunudur, nasıl zayıf görünebilirim? Nasıl giyinmeliyim? Soruları. Eğer vücudunuzu iyi tanırsanız, fazlalıklarınızı gizleyebilir, daha ince görünebiliriiniz. Öncelikle kilonuzu sorun etmemeniz ve bedeninizle barışık olmanız gerekir. Bunun dışında da ufak tefek kusurları gizleyebilirsiniz.

* Öncelikle kilolu hanımlar açık renkli, iri desenli giysilerden uzak durmalıdır. Koyu renk ve tek renk kullanmalısınız.
* Kalçalarınız çok genişse sakın beden tam oturan ve mini boyda etek ve elbiselerden uzak durmalısınız.
* Dökümlü kumaşlar tercihiniz olsun.Üst tarafınıza giydiğini kıyafetleri özellikle dökümlü seçin.
* Dar bodylerden uzak durun.Dar ve bedeni sıkı sıkı saran pantolonlardan kaçının. Çok bol giysi de asla seçmeyin. Bu da kilonuzu daha fazla gösterir
* Enine desenli giysilerden uzak durun.
* Likralı ince dökümlü pantolonlar sizi olduğunuzdan zayıf gösterir. Pantolonlarda sıklıkla kalçadan belli bir darlıkta inen ve çok geniş paçaları olmayan kuplar, sağlık ve rahatlık açısından doğal kumaşlar, kotonlar ve ketenler tercih edin.

21 Aralık 2009 Pazartesi

BELINIZIN HER ZAMAN INCE KALMASI ICIN

Zaman ilerledikçe ve yaşınız arttıkça bel ve çevresindeki yağlar da artar ve beliniz kalınlaşmaya başlar. Siz bu yaşa gelmemiş olsanız da bu uyarıları dikkate alın ve gelecekte başınıza gelmesi kaçınılmaz olan bu sorunu sorun olmaktan kurtarın. Biraz egzersiz ve biraz yediğiniz gıdalara dikkat ederek bunu sağlayabilirsiniz. Ama yapmanız gereken egersizleri hiç vakit kaybetmeden ve istikrarlı olarak yapmalısınız.

* Sırtüstü yere uzanın. Ellerinizi bedeninize paralel olarak basenlerinize birleştirin. Bu pozisyonda iken, kalçanızı yukarıya kaldırıp 10’a kadar sayıp burakın. Bu hareketi 10 kez tekrarlayın.
* Yere yüz yukarı şekilde uzanın ve parmaklarınızı başınızın arkasında birleştirin. Dizinizi çenenize doğru getirmeye çalışın ve bu sırada omuzlarınızı, boynunuzun konumu aynı kalarak yerden yukarı doğru kaldırın. Sol bacağınızı düz tutarak yerden 45 derece açıyla kaldırın ve sağa doğru hafifçe dönmeye çalışın. Yatarak bisiklet kullanıyor gibi düşünebilirsiniz. pedal çeviriyor gibi 12-16 kez bacak değiştirerek uygulayın.
* Ayakta dik durun. Ellerinizi belinize koyun. Bu pozisyonda iken önce sağa doğru uzanın. Dik duruma geçin. Sonra aynı hareketi diğer yöne yapın. Bu hareketi de 10 kez tekrarlayın.
* Yere surtüstü uzanın. Ellerinizi yanlara düz bir şekilde uzatın. Bacaklarınızın ikizini de 90 derece açıyla yukarı doğru kaldırın ve bacak bacak üstüne atar gibi düz olarak bir süre sabit durdurduktan sonra değiştirin. Hareketi 10 kez tekrarlayın.
* Mekik hareketini yapabildiğiniz kadar yapın.
* Oturduğunuz yerde, sırtınız dik konumda karnınızı içe çekin 10 saniye nefesinizi tutun ve bırakın. Bu hareketi çalışırken, dinlenirken rahatlıkla istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz.
* Bol bol yürüyüş yapın. Hem yağlarınızı eritir, hem sağlığınızı kontrol edersiniz.

Bu egzersizlerin dışında elbette dikkat etmeniz gereken başka hususlar da var

20 Aralık 2009 Pazar

ORTAKOY... BOGAZIN KIYISINDAKI GUZELLIK

İstanbul Boğazı'nın kıyısında, Beşiktaş ilçesine bağlı bir semttir. Kumpircilerin olduğu meydanı meşhurdur. Ortaköy Camii semtin sembolüdür.

Osmanlı Dönemi’nden beri ilgi çeken bir yerleşim merkezidir. Zamanında padişahların sayfiye yeri olmuştur. Doğal hazineleriyle ihtişamlı sarayları taçlandırmış.

Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Princess Oteli gibi yapıları, cami-kilise-sinagog üçgeninde yer alan Ortaköy Çarşısı, çarşının içindeki seyyar “entel pazarı”, hediyelik eşya dükkânları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla bir kültür merkezi konumundadır. Sahile inen yoldaki kumpirciler ve gözlemeciler Ortaköy'e has mekanlardır.

Ortaköy’ün en büyük sorunlarından biri trafiği, bir de park problemidir. Trafik Vakfı’na ait olan otoparka ek olarak birkaç tane de özel otoparkı var. Ama özellikle pazar günleri hiçbiri ihtiyacı karşılamıyor. Trafikte kaybedilen zaman uzadıkça uzuyor. Bu durumdan en çok şikayetçi olanlar da şüphesiz son dönemlerde semtin içlerinde inşa edilen lüks sitelerin sakinleri.

Ortaköy’ün müdavimleri arasında bir grup da motor tutkunları. Girişteki Harley Davidson onların mekanı. Denize nazır çay bahçeleri ise küçük-büyük herkesin tercih ettiği mekanlardır.

Zamanında padişahların sayfiye yeri olmuş Ortaköy. Gizli doğal hazineleriyle ihtişamlı sarayları taçlandırmış. Kimi zaman gözden düşmüş, ama karizmasını hiç yitirmemiş. Belki de deniz kenarına, Boğaz’ın en fiyakalı noktasına taht kurmasından...

Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Feriye, Princess Oteli gibi yapıları, cami-kilise-sinagog üçgeninde yer alan Ortaköy Çarşısı, çarşının içindeki seyyar “entel pazarı”, hediyelik eşya dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla günün her saati canlı Ortaköy. Ama sabahın erken saatlerinde biraz mahmur.Hareket saat 10.00’dan sonra başlıyor...


devamıı...



15 Aralık 2009 Salı

KITAP RAFLARI BOS KALMASIN


Tunceli'de Hürriyet İlköğretim Okulu'nda çalışan bir öğretmen Sevinç İnal. Kendisi gibi diğer öğretmen arkadaşları da idealist ... Olması gereken gibi. Onlar çocukları için, çiçekleri için sürekli çabalıyor ve çocuklara kitap okuma sevgisi aşılıyorlar.

Sevinç Hanım ve meslektaş arkadaşları öğrencilerle bir olarak kütüphanelerinin kitap sayısını arttırmak için çabalıyorlar. Boş raflarını doldurmak istiyorlar. Bu çok anlamlıı amaçta onlara yardıımcı olmak bir yuttaşlıık borcudur.

Sizlerde evinizde bulunan kitapları göndererek kütüphanelerinin dolmasına yardımcı olabilirsiniz. Geleceğin Türkiye’sinin aydınlık insanlara ihtiyacı var.

Yardımlarınız için lütfen Sevinç Hanım ile irtibata geçiniz.

DEVAMI...

12 Aralık 2009 Cumartesi

YENI YILDA HAYAT KURTARMAK ISTEMEZ MISINIZ?


Yeni bir yıl yaklaşıyor. İyi kötü yaşadıklarınız, ülkemizde ve dünyada yaşananlar ile bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. 2010 yılının tüm dünya için barış ve mutluluk getirmesini diliyoruz.Yeni bir yıl yaklaşıyor. İyi kötü yaşadıklarınız, ülkemizde ve dünyada yaşananlar ile bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. 2010 yılının tüm dünya için barış ve mutluluk getirmesini diliyoruz.

Yeni yılın geleceği şu yakın günlerde sevdikleriniz için hediyeler almaya başladınız ya da programladınız belki de… Size küçük fakat aslında çok büyük yarar sağlayacak önerilerimize dileriz ki kulak verirsiniz. İnsanın sevdiklerin, mutlu etmesi çok hoş bir şey mutlaka.. Peki sevgiye ihtiyacı olanları, dertlerine derman arayanları, doğamızı mutlu etmek istemez misiniz?

Mutlaka istersiniz. Ya da bizim temennimiz bu.. Neler mi yapabilirsiniz. İşte size seçeneklerimiz..

Sevdikleriniz için hediye alırken bunu mağazalar yerine mesela LÖSEV’den almanız, onlara ışık yakmanız, bir kişiye de olsa fayda sağlamanız anlamına gelir.

Ya da UNISEF’den seçiminizi yapıp, çocukların korunmalarına destek olabilirsiniz. Türkiye’de yapılacak yardımlar, sadece UNICEF’in Türkiye’de “Çocuklar için birleşin” sloganıyla yürüttüğü kampanyalarda kullanılıyor. Sevdiklerinize UNICEF’in hazırladığı hediyelerden alarak “Okul Ekiyoruz”, “Haydi Kızlar Okula”, “Aşılama Kampanyası”, “Sokak Çocukları Kampanyası” ve “Çocuk Dostu Kentler” projelerine destek verebilirsiniz.

Özürlüler Vakfına destek olabilirsiniz.

Greenpeace sitesine girip, siz de uygun olan yardımı yapıp doğanıın korunmasıına yardımcı olabilirsiniz

TEMA’nın Kartpostallarını alarak, sevdiklerinize gönderebilir ve doğanın korunmasında pay sahibi olabilirsiniz TEMA, her yıl doğa ve çevre konulu yeni bir katalog hazırlayarak doğaseverlerin beğenisine sunuyor. Bu yıl katalogda tanınmış sanatçıların resim ve fotoğraflarının yanı sıra karikatür çalışmaları da bulunuyor. 50’şerli paketler halinde satışa sunulan kartpostalların fiyatı 35 YTL. İsteyen kartpostal ve zarf üzerine şirketinin logosunu da bastırabiliyor. Elde edilen gelir TEMA Vakfı çalışmalarında kullanılıyor. Sevdiklerinize TEMA markalı organik ürünlerin bulunduğu sepetlerden hediye ederek vakfın kırsal kalkınma projelerine de destek olabilirsiniz.

DEVAMI


10 Aralık 2009 Perşembe

HAFTANIN FILMLERI - 11/ 18 ARALIK

NO OFSAYT
Tür: Komedi / Spor  
Yönetmen: Mehmet Bahadır Er Maryna Gorbach
Senaryo: Ali Taran  

Oyuncular:Yıldırım Memişoğlu, Taylan Ertuğrul, Deniz Olgaç, Ahmet Çakar, Sinan Engin, Ziya Şengül, Gökmen Özdenak, Serhat Ulueren, Tuncay Tarhan, Ender Sakallı, Bülent Onur, Alper Türedi, Ali Kemal Birinci, Cengiz Güçlü, Celal Bıyıklı, Mark Levitas, Murat Akpınar, Hıncal Uluç, Abdurrahim Albayrak

Ali Tarantula 45 yaşlarında, eğitimi sınırlı, kentin büyüklüğü küçüklüğü ile arasında sıkışmış, 'kendinden menkul' bir otoriteye sahip, özünde 'arıza kere arıza' biri. Bu Ali Tarantula bir gün futboldaki ofsayt kuralına kafayı takıyor. Gerisini sinemada izleyin ...


Kapitalizm: A Love Story

Tür: Belgesel / Politik
Yönetmen: Michael Moore
Senaryo: Michael Moore
Oyuncular: Michael Moore

Aşk, ŞEHVET, tutku içeren bir aşk hikayesi. Her gün 14 bin kişinin kaldığı issiz bir yasak aşk. Yani kapitalizm ...
Bedelini Sıradan insanların ödediği Finansal Krizin sebeplerini ve tabii sonuçlarını da sergileyecek.


AŞKA DAİR (L'uomo che ama)

Tür: Dram  
Yönetmen: Maria Sole Tognazzi
Senaryo: Ivan Cotroneo, Maria Sole Tognazzi

Oyuncular:Pierfrancesco Favino (Roberto), Monica Bellucci (Alba), Kseniya Rappoport (Sara)

Roberto, 40 yaşlarında bir eczacıdır. Birkaç aydan beri, şehrin merkezindeki büyük otelin müdürü olan Sara isimli genç bir kadınla çıkmaktadır. Roberto, Sara'ya aşıktır. Sara, kendisine olan bu ilgiye rağmen, Roberto'nun hayatından dikkat çekmeden sessizce ayrılır. ve şehri terk ederek, eski sevgilisine geri döner. Roberto bir gece kendisini, çaresiz ve hıçkıra hıçkıra aglarken kardeşi Carla'nın Kollarında bulur.

Roberto birkaçay sonra yeniden mutluluğu yakalamış gibidir. Şimdi Alba isimli başka bir kadınla beraberdir. Roberto ve Alba, birlikte yaşamak üzerine planlar yaparken, kendilerine büyük bir apartman dairesi bakar, hatta çocukları OLMASINI isterler. Fakat Roberto'nun psikosomatik durumu gün geçtikçe daha kötüye gitmektedir. Roberto uyuyamaz, ani panik atakların ve endişenin kontrolü altındadır. Roberto, bir süre sonra erkek kardeşi Carlo'nun çok ciddi hasta olduğunu fark eder ve erkek kardeşine yapılması gereken kritik bir kalp ameliyatı fikri ile yüzleşir.

Bu durum karşısında Roberto, Alba'yı aslında sevmediğini fark eder. Çok geç olmadan gerçek ile yüzleşmesi gerekmektedir. Roberto aniden Alba'yı bırakır, bu durum üzerine Alba, Roberto Sara tarafından terk edildiğinde hangi acı ve kederi yaşamış ise, aynısını yaşamaya başlar. Carlo ameliyat sonrasında sağlığına tekrar kavuşur ve tekrar Eskisi gibi yaşamaya başlar. Roberto ise; yaşamının yeni bir evresinin eşiğindedir.

9 Aralık 2009 Çarşamba

ALIS VERIS YAPARKEN BUNLARA DIKKAT EDIN!!

Kadınların keyf ile yaptıkları işlerden biri de alış veriş yapmaktır kuşkusuz. Peki alış veriş yaparken nelere dikkat etmeniz gerekiyor biliyor musunuz?

Öncelikle elbette aşırı para harcamamaya. Bu hoşunuza gitmedi mi ? Peki …

Sezonluk giysiler alırken çok para harcamamaya özen gösterin.. Sonuçta adı üstünde sezonluk. Diğer sezon kullanamayacaksın. O halde niye o kadar para dökeceksiniz ki.

Asla klasiklerden vazgeçmeyin. Modasını hiçbir zaman kaybetmeyecktir. O yüzden kaliteyi tercih edin. Ve pek çok seçenekle kullanabilirsiniz klasiği.

Mutlaka klasik bir pantolon ve moda renklerde alacağınız gömlekler farklı şekillerde kullanımları ile şıklığınızı gözler önüne serecektir. Örneğin boynunuza takacağınız bir fular ya da kolye ya da önümüzdeki kış gene moda olan yeleklerle farklı bir kombine elde edebilirsiniz.

Asla ihtiyacınız dışında bir giyecek almayın. Daha sonra pişman olabilirsiniz

Moda diye size yakışmayacak giysiyi asla almayın. Üstünüzde hoş durmayabilir ve sizi komik bir duruma düşürebilir. Giysi alırken mutlaka deneyin. Alıp çıkmayın. Sonra pişmanlık yaşamayın.

DEVAMI...

7 Aralık 2009 Pazartesi

TATİL VE SEYAHAT

Tatil Seyahat Linkleri

Bu sayfada TATİL VE SEYAHAT ile ilgili birçok sayfaların linklerini bulabileceksiniz.

Örneğin "Güney yöremizdeki hangi tatil beldemize gitmeli ve nereleri görmeli, neler yapmalı" gibi oldukça geniş bir yelpazede bilgi içeren bir portal olarak kullanabilirsiniz bu sayfayı..

Tatil sayfalarımızda genellikle o yöre veya şehirle ilgili videoları da izleyebilirsiniz... Bilgilerin çoğu internet ortamından seçimiş ve sizin için derlenmiştir.
Ayrıca, Dünya'daki gezilecek ve görülecek yerlerle ilgili sayfa linklerini de burada bulabileceksiniz. Örneğin, "Londra kenti ile ilgili bilgiler nelerdir .. Londra'nın resimleri .. Londra'da nereleri gezmelidir" gibi ayrıntılı bilgileri ve sizin için seçilmiş güzel videoları burada izleyebileceksiniz.. İyi gezintiler :)

devamı...

.............



6 Aralık 2009 Pazar

SEKSIN YASAMINIZA ETKILERI

Seksin insan dünyasında faydaları saymakla bitecek gibi değil. Bir anlık bir istek gibi görülen seks kalp krizinden tutun da, ruh halinin dinlenmesine kadar pek çok fiziki ve biyolojik yararları var insan üzerinde.

Araştırmalar göre kalbiniz ve damarlarınız için en iyi egzersizlerden biri olarak kabul ediliyor seks yapmak.

Seks beynin sinir iletici üretiminde etkili oluyor ve sinirlerin yatışmasında etkili olıyor.

Fazla kalorilerinizden mi şikayet ediyorsunuz. Bunun yakmanın en kolay ve zevkli yolu da seksten geçiyor.

Başka bir araştırmaya göre de koku alma yeteneğinizi arttırıyor. Sevişme sonrası çıkıp bir çiçeği kokladığınıda onun kokusunu daha iyi alabiliyorsunuz. Çünkü, orgazm sonrası salgılanan prolaktin hormonu beynin koku alma merkezini uyarıyor ve düzenli yapıldığında koku alma duyusunu geliştiriyor.

Uyuma güçlüğü mü çekiyorsunuz. Gene seks sayesinde bu sorundan da kurtuluyorsunuz.Uykunuz düzene giriyor.

DEVAMI

5 Aralık 2009 Cumartesi

YA SIMDI YA HIC VE ORAY EGIN

Saat 24:00 suları kanallarda dolaşırken STAR TV ye takılıyoruz.. Karşımızda ORAY EĞİN denilen “TİP”.. ve bir takım diğer tipler.. Biraz seyretmeye çalışıyoruz.. Aman Allahım ne aşağı seviyede bir sohbet.. Bu adam Türkiye’de yıldız gazeteci, televizyoncu vs diye geçiniyor.. Yarışma programlarının “muhterem” jüri üyesi..Bilirkişi neredeyse..

Vah Türkiye’ vah.. Ne hallere düştün.. Daha adam Türkçeyi konuşamıyor doğru dürüst.. Acaip “sinir törpüleyici” bozuk bir aksan.. Seviyesiz espriler.. Habire birbirini ısırma, iğneleme üzerine bir sohbet vs.. ve bu adam STAR kanalını resmen işgal edebiliyor.. Hem de muhtemelen bilmem ne kadar paraları da cebe indirerek..

Vah ki yine de vah Türkiye’m.. İşte neden bu haldesin diye sorulduğunda cevap çok basit; Seviye zaten belli değil mi?

DEVAMI...

25 Kasım 2009 Çarşamba

YOKSULLUK SINIRI 2 BIN 533 TL


Türk-İş, kasım ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasını açıkladı. Buna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması zorunlu gıda harcama tutarları şöyle

4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 778, yoksulluk sınırını 2 bin 533 TL

Ekonomide yaşanan kriz ve yaygınlaşan işsizlikle birlikte dar ve sabit gelirli yoksul bireylerin geçim koşullarının daha da ağırlaştığı öne sürülen açıklamada, Türkiye'de milyonlarca ailenin sağlıklı beslenemediği, insan onurunun gerektirdiği yaşama koşullarından uzak geçim mücadelesi verdiği savunuldu.

Açıklamada, kasım ayı itibariyle dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık harcama tutarının 756,68 TL'den 777,53 TL'ye çıktığı kaydedildi.

Gıda ile birlikte yapılması zorunlu kira, yakacak, elektrik, su, konut, ulaşım, giyim, sağlık, eğitim gibi harcamalar da dikkate alındığında ''insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi sağlamak için yapılması gereken harcama tutarının (yoksulluk sınırı) ise 2 bin 464,75 TL'den 2 bin 532,68'e çıktığı'' bildirildi.

Evet bugün asgari ücretlinin eline ayda 546,48 lira geçiyor. Asgari ücretli bu durumda gerçekten cambazlıık yaparak geçiniyor. İçler acısı bir tablo bu. Asgari ücretli bu para ile evinin kirasını , çocuklarının eğitimini, elektrik, telefon, su faturalarını ödedikten sonra evine ekmek alacak. Bıırakıın sosyal bir yaşam edinmeyi ekmek bile zor alırken, sağğlııklıı bile beslenemezken.. Kalkıp b"enim ülkemde kriz yoktur teğet geçmiştir "deniliyor. Sosyal bir devlet gerçekten yurttaşının tüm gereksinimlerini karşılayan devlettir.

DEVAMI..

24 Kasım 2009 Salı

HAFTANIN KITABI II - "BENI ASIL HAYAT ALDATTI"

Yaşadıklarımı yazıyorum tabi. İçinde kendi edebi dünyamdan eklediklerimde muhakkak ama hepsi gerçek, hepsi yaşanmış. Mutlaka geziyorum ve İstanbul’da çok kalamıyorum. Sonra özlemler oluşuyor işte. Yazarken de sonunu hiç düşünmüyorum. Okuyucu ne düşünür ne anlar dediğiniz zaman yazamazsınız zaten. Bu sizin yaşam dünyanız”

Yazarın son kitabı " Beni Asıl Hayat Aldattı" kitap raflarında yerini buldu ve okurlarına ulaştı. Ersöz okurları diğer okurlardan farklıdır. Yaşama bakışları, duygu dünyalarıındaki geliş gidişleri ile farklı bir kitleye hitap eder O... Okurları bellidir. Hem aşkı anlatır hikayelerinde, hem toplumsal olaylara dem vurur. Onun eserlerinden vazgeçemeyenler bellidir. . Bu yazının yazarı da onun hikayelerini okumaktan büyük keyf alır. Şu an da o kitabı okuyor ve bitmesini bekleyemeden de yazıyor.

Kitaptan bir bölüm:

DEVAMI...

22 Kasım 2009 Pazar

HULKI CEVIZOGLU PARTI BASKANI MI OLUYOR?

Başlığı okuyunca şaşırdınız değil mi?. Başarılı program yapımcısı ve yazar Hulki Cevizoğlu Rahşan Ecevit'in kurmayı planladığı yeni partinin başına getirileceği iddia ediliyor. 

Kesinlik kazanmayan bu iddiaya göre gazeteci Hulki Cevizoğlu'nu partiye genel başkan olarak düşünen Rahşan Ecevit, mayıs ayındaki kurultayda genel başkan adayı olarak desteklediği Alemdar Yalçın'ın delegelerin sadece yüzde 5'inin desteğini alması üzerine partiden ayrılmış ve Mithatpaşa Caddesi'nde bir büro açarak faaliyetlerini burada yürütüyordu.

Geçtiğimiz haziran ayında eşinin yasaklı olduğu dönemde kendisinin kurduğu Demokratik Sol Parti (DSP) ile yollarını ayıran 86 yaşındaki Ecevit'in yeni parti çalışmalarında son aşamaya gelindiği bildirildi. 

CINSELLIKTEN UZAKLASTINIZ MI

Seksten soğudunuz mu? Artık eskisi gibi sevişmek size cazip gelmiyor mu? Cinsel soğukluk yaşamaya başlamışsınız demektir. Bunun arkasında pek çok sebep yatar.

  • Eşinizin size eskisi kadar yakın olmadığını düşünebilirsiniz
  • Kendinizi artık seksi bulmuyor oloabilirsiniz
  • Duygusal bir travma yaşıyor olabilirsiniz.
  • Eşinizin sizi istememiş olabilir bu da sizin sekse karşı ilginizi yok etmiş olabilir.
  • Eşinizin sizi suçlamış olduğunu düşünebilirsiniz.
  • Çalışma yaşamının yoğınlığından kaynaklı bir uzaklaşma olabilir.
  • Doğum kontrol haplarını sürekli kullanmak neden olabilir.
  • Kendinizi dışlanmış hissedebilirsiniz.
  • Eşiniz sizi sevişme isteğinden dolayı suçlamış olabilir.


Cinsel isteksizlik; stres, bozulan ilişki, depresyon, cinsel aktivitenin eskisi gibi olmaması ve başka bedensel rahatsızlıklardan dolayı da olabilir.

Sebebi ne olursa olsun, çözülemeyecek bir sorun değil bu… Önemli olan nedenini bulmak ve kendine ve partnerine zaman tanımakla olabilir.

Bunun için sekse renk katacak, cazip kılacak yöntemler uygulamalısınız...


Aynı şeyleri yapmayın. Farklı pozisyonlar deneyin.

Birbirinin gözlerine bakın. Sevgi iletişiminizi eksik etmeyin.

Hayatın streslerinden dolayı cinsel yaşamınızı dondırmayın. Unutmayın ki mutlu bir cinsel yaşam, yaşama karşı da mutlu ve olumlu olmanızı sağlar.

DEVAMI

İŞKEMBE ÇORBASI

MALZEMELER
1,5 kg işkembe
1 yemek kaşığı yoğurt
2 yumurta
10 diş sarımsak
2 limon
Tereyağı
Kırmızı acı toz biber
Tuz

YAPILIŞI

İşkembeleri bol suda ovalayarak yıkayın. Zarlarını çıkarın. Bir avuç tuzla tuzlayıp, iç içe geçirin, 1 saat bırakın. Sonra bıçakla iyice kazıyıp bol su ile yıkayın. Düdüklü tencereye koyup üzerine 5 parmak geçecek kadar su ekleyin ve ocağın üzerine koyun. Kaynamaya başşladıktan sonra 1 saat pişirin. Tencerenin kapağını açıp işkembeyi içinden alın, soğuk sudan geçirip dilediğiniz büyüklükte parçalara ayrın. Sarımsakları ezip, 2 limon suyunu ve 1 kaşık sirkeyi ilave edin. Sosu hazır

Yumurtaların sarılarını çırpın. 1 yemek kaşığı yoğurtla 1 çay bardağı suyu yumurta sarılarına ekleyip bu karışımı birbirine yedirin. İşkembenin haşlanmış suyunun bulunduğu tencerenin altını tekrar yakın. Kaynamaya başşlayınca yumurtalı karışımı yavaş yavaş ve sürekli karıştırarak işkembenin suyuna ekleyin. Bir - iki dakika kaynadııktan sonra işkembe parçalarını da içine atın ve çorbanın altını kapatın.

Bir başka tavada tereyağını eritip, ocağın altını kapattıktan sonra acı kırmızı biberi ekleyin.

Sayfayı ziyaret ediniz

19 Kasım 2009 Perşembe

YARINA BIRAKMAYIN...

Yarınımızı biliyor muyuz? Acaba yarına çıkacak mıyız? Yaşama yarın da merhaba diyebilecek miyiz? Hayatımızda yer edinmiş, sevgilimizi, oğlumuzu, kızımızı, arkadaşımızı ya da dostumuzu yarın bir daha görme şansımız olacak mı? Her an bir nefes gibi birbirinin yanında olan insanları yarın bulabilecek miyiz ya da onlar bizi?

Acaba kim düşünür bütün bunları.. Ertesi sabaha uyanıp uyanamayacağımızı kim bilebilir? Neyin kıymetini tam olarak biliyoruz elimizde iken. Peki yitirilince? Yitirdiklerimizi geri getirebilecek miyiz? Küçücük yaşamımızda bugünü yaşarken yarın ne olacak emin miyiz

İnsanlar birbirlerinin değerini çoğu zaman yaşarken bilmezler ya da üzerinde durmazlar. Hayat kavgası içinde hep ötelenirler. Kaybedilince anlaşılır ancak iş işten geçmiş, gemi limandan çoktan görünmeze uzaklaşmış olur. 

Kalp kırmaya, sevdiklerini, değer verdiklerini üzmeye, kin tutmaya, kavga etmeye değer mi üç günlük ömür? Düşündünüz mü bunları, aklınıza sık sık gelip, sordunuz mu kendinize.

Hiç sormadıysanız ya da sık sık sormuyorsanız, sırası gelmiştir artık. Kendinize sorun ve kendinizi sorgulayın. Yaşamdaki yerinizi, sevdiklerinizin sevenlerinizin sizin için değerini. Umutlarınızı… umutsuzluklarınızı.. nedenlerinizi ve keşkelerinizi.

DEVAMI...

16 Kasım 2009 Pazartesi

HALK 21 KASIMDA ALANLARDA

Emek ve Demokrasi Güçleri 21 Kasım2009 tarihşnde yapılacak olan miting için çağrıda bulundu. Mitingin ana amacı; açlık, yoksulluk, işsizlik ve zamlara olan karşı çıkış olacak. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren kayıtsız kalınamayak miting öncesi çağrılar artıyor.

KESK Ankara Platformu, ATO,Disk,EMEP, Halkevleri, Türk-İş Ankara şubesi ve pek çok sayıda sivil örgütünde katılacağı miting 21 kasımda saat:13:00 de Geçnlik Parkı'nda başlayacak. Buradan Kolej Meydanı'na yürünecek.

Eylemciler, işten çıkarılmaların durdurulmasını, çalışma saatlerinin kısaltılarak fazla çalışma uygulamasının yasaklanmasını, kamu istihdamının arttırılmasını, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hizmetlerinin parasız ve kaliteli olarak kamu tarafından sunulmasını, zamların geri alınmasını, emekçi ve yoksul halktan yana uygulamaların hayata geçirilmesini  talep edecek.

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, Türkiye’de 7 milyonu aşkın işsizin bulunduğu ifade edilerek, şu açıklamalarda bulunuldu:
“2008 Ağustosundan bu yana işten atılanların sayısı 1 milyona yaklaşmış durumda. İşini koruyabilenler de kölelik koşullarında 10 saati aşan mesailerle çalıştırılıyor. AKP’nin uyguladığı neoliberal politikaların sonucunda ortaya koyduğu özelleştirme projeleri halkın var oluşunu tehdit eder boyutlara ulaştı. Özellikle eğitim ve sağlık alanındaki dönüşüm programlarının yıkıcı etkileri gün geçtikçe daha fazla hissedilmeye başlandı.”

Açıklamada ayrıca devletin paran kadar sağlık diyerek,  sağlık harcamalarının bütçe üzerindeki yükünü düşürmeyi amaçlamakta, sağlık harcamalarının maliyetini vatandaşların ödediği katılım paylarını artırarak çözme yoluna gitmekte olduğu belirtildi. 

Sefalet ve yoksulluğun bir kader olmadığını, bunu değiştirmek için seslerin çıkması gerektiği vurgulandı.

TİN / GÖRSEL BASIN

12 Kasım 2009 Perşembe

MUSA'NIN OLUMUNUN ARDINDAKILER...

Küçücük bir çocuğun öldürülmesi tam bir trajedi. Erzurum'da kaçııııdıktan sonra cesdi bulunan Musa'nın öldürülmesi ile ilgili olarak gözaltına alınan kişi aileden biri.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, olayla ilgili gece gözaltına alınan kişi, çıkarıldığı çocuk savcılığındaki sorgusunun ardından sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Tutuklanan kişinin aileden biri olduğunu belirten yetkililer, konuyla ilgili daha sonra açıklama yapılacağını bildirdi.

Sebebi henüz bilinmeyen ölüm ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Bilindiği gibi küçük Musa'nın bilgisayar oyunlarına ilgisi olduğu, oyunlarıın şifrelerini kırarak, bu yoldan para kazandığıı söylentiler arasında. Eğer sebep bu ise, altındaki nedenleri bilmesek de, bu oyunların çocuklara ne kadar zarar verdiği ve yanlış yollara saptırdığı.

OYUNUN TEHLİKELERİ

Musa'nıın oynadığı Metin2 adlı oyunla ilgili olarak konuşan ve dünya sıralamasında ilk 10'a giren
Recep Kara Vatan’a oyunun bilinmeyenlerini anlattı. Yaklaşık 2 yıldır Metin2 oynadığını belirten Kara, “Bu oyunla ilgilenen kötü niyetli çok insan var. İnsanlar göz göre göre soyuluyor. Organ mafyasının bile bu oyunla çocukları kandırdığı söyleniyor” dedi.

Karakterini üst seviyelere çıkarmak için tam 10 bin lira harcadığını belirten Recep Kara, “Bu oyun beni paranoyak yaptı. Bilgisayarımı açmadan önce dakikalarca kontrol işlemi yapıyorum. Her an hesabım çalınacak korkusundan uyuyamaz hale geldim. Sonunda 12-13 bin lira eden karakterimi, 5 bin liraya satılığa çıkardım” diye konuştu.

“Dişi karakterle kandırıyorlar”

Musa’nın şifre kırma yeteneği nedeniyle kaçırılmış olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Kara, “Bu oyunda her türlü pislik kol geziyor. Kadın karakter yaratarak çocukların güvenini kazanıyorlar. Sonra MSN’de bağlantı kurup yaklaşmaya çalışıyorlar. Musa da böyle bir kandırmacaya kurban edilmiş olabilir” dedi.

“Yöneticiler çalıyor”

Oyunun Türkiye temsilcisi ’Kronos’kod adlı kişiyi suçlayan Kara, “İleri seviye karakterleri bloke edip unutulduktan sonra satışa çıkarıyor. Normalde bunları kimin yaptığı, sisteme en son kimin hangi bilgisayardan girdiği, IP numaralarından belli olur. Gizli denilip verilmiyor, bunları yapanlar aslında kendileri” iddiasında bulundu.

Tam bir para tuzağı

İLK olarak Çin’de ortaya çıkan ve son dönemlerde Türkiye’de giderek yaygınlaşan “Metin2” adlı oyun, çocukları bilgisayar bağımlısı yapmakla kalmıyor, oyunda kullanılan silahları satın almak için yüklü miktarda para da harcatıyor. Çocuklara para kazanma ve sürekli başarı elde

etme hırsı kazandıran bu oyunda, oyuncular arasında oluşan pazar, bilgisayar karakterlerinin oyunun çok yaygın olduğu yabancı ülkelerde 10 bin dolara kadar yükselen fiyatlarla satılmasına yol açıyor.

10 çift el, 15 rüzgar 700 TL

OYUNDAKİ her bir karaktere Char deniliyor. Char’ların elindeki silahlar oynadıkça güçleniyor ve daha etkili savaşçılar haline geliyor. İşte Recep Kara’nın “Zivana” karakterini daha güçlü hale getiren özellikleri ve fiyatları:


DEVAMI...
....

11 Kasım 2009 Çarşamba

SUREYYA'YA OMUR BOYU MEN

Evet bazı hataların geriye dönüşü mümkün olmuyor. Süreyya Ayhan örneğinde görüldüğü gibi... İnsanlar bencilliklerinden hırslarından kurtulup sadece emeği ile başarmak için çaba sarfetme yerine kurnazlığa, yanlışlığa itilebiliyorlar.

Ceza çok büyük ve ağır... Bir sporcunun tüm yaşamı elinden alınıyor. Bu sadece sporda değil, keşke ülkemin tüm kamu kurum ve kuruluşlarında olsa, doğruluklar artar, ahlaki değerler düzelir belki... Kimbilir...

Herşeye rağmen dileğim Ayhan'ın spor yaşamına dönmesi.. Eminim bu hatayı tekrar yapmayacaktır. Her insanın bir hakkı olmalı...

Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi CAS, milli atlet Süreyya Ayhan Kop'un 4 yıl pistlerden men cezasını, ömür boyu men cezasına çevirdi. 2008 olimpiyatlarına hazırlanırken doping testinde kanında yasaklı madde bulunan Süreyya Ayhan’a, Atletizm Federasyonu Ceza Kurulu, ömür boyu pistlerden men cezası vermişti. Fakat Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu, ömür boyu men cezası alan milli atletin cezasını bozarak, 4 yıla indirmişti.

10 Kasım 2009 Salı

SANATA VE SANATCIYA VERILEN DEGER BU OLMAMALI

Dünyanın en çok mektup almış yazarı O…Uzun yıllar o yörede maliyecilik mesleği ve kültür etkinlikleriyle hizmet vermiş bir güzel insan. Anarşist, dobra, sözünü esirgemeyen, içi dışında, kalemi kuvvetli, duygu ve mantık adasında gidip gelen, güzelliğe, doğruluğa yelken açmış bir yazar, güzel insan… İsim vermiyorum bu tasvirlerle okurları zaten onu tanıyacaklardır.

Şu günlerde biraz sıkıntılı. 5 binin üzerinde kitabı… Ödülleri,,, Plaketleri.. 23 bin mektubu ile Bulancak’taki Müze gibi evini tahliye etmesini istiyor Muhterem ev sahibi.. Üstelik kışa girerken. ve kira borcu yok. Hem de uzun süre için şehir dışındayken. Gösterilen gerekçe; binada acil onarımın gerekmiş olması.Verilen süre ise yanlızca 15 gün .

DEVAMI..

.....

9 Kasım 2009 Pazartesi

ATA'YA SAYGI... 10 KASIM


Doğanın kanunu.. Yaşam ve ölüm… İnsanlar geride bıraktıkları ile anılırlar, onlarla yaşatılırlar. İşte ATATÜRK’ta böyle bir insandı. Bu ülkeyi esaretten kurtaran, bu ülke insanına özgürlüğü veren, bu ülkenin geleceğini teminat altına alan…..

Aramızdan ayrılışının 71. Yıldönümünde Önderi sevgiyle ve bu yurt için yaptıklarıyl anıyoruz, daima anacağız ve kalplerimizde yaşatacağız.

Verilen savaşlar, dökülen kanlar, nutuklar boşa değildi. Hepsinin bir anlamı vardı bu yurdun insanı için….

O hep ilerici düşünmüş, ileriye bakmış ve ülkemizi çağdaş bir anlayışa getirmek için yürümüştü. O devrimciydi… O halk adamıydı.. O özgürlükler için savaş veren bir komutandı… O bu ülkenin peşkeş çekilmesine göz yummayacak olan ve yummayan liderdi… O aimliydi, kararlıydı… O bu ülke insanının esaret altında yaşamayacağının kanıtıydı…

O’nun ilkeleri, devrimleri asla unutulmayacak ve de unutturulmayacak. Cumhuriyeti O kurdu, bu nesil ve gelecek nesiller her şeye rağean yaşatacaklar ve Atatürk’e layık evlatlar olduğunu bu ülkeye ve tüm dünyaya gösterecekler..

Atatürk sadece 10 Kasım’larda anılmayacak. Onun bıraktığı eser, bu vatan bölünmeyecek, Cumhuriyet yıkılmayacak. Onun peşinden ülküleri ve devrimleri doğrultusunda gidilecek… Hiç kimsenin gücü O’nu unutturmaya ve bu Cumhuriyet’i yıkmaya yetmeyecektir.

DEVAMI..
...

LOSEMILI COCUKLAR KOYU HIZMETE GIRDI

Ankara'ya gelen lösemili çocukların ailelerinin kalacağı Lösemili Çocuklar Köyü düzenlenen törenle hizmete girdi. Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki köyün açılışında konuşan Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer, lösemili çocuklarıınıın ailelerinin kalacağı konuk evleri, spor tesisleri ve kanser araşştırma ünitesinin de bulunduğunu ifade etti.

Üstün Ezer, Lösemili Çocuklar Köyünde tamamen ücretsiz hizmet verileceğini ve dünyada ilk kez böyle bir köyün yapıldığını sözlerine ekledi.

Köyde kıısa süreli tedavi ve tahlillerden ailelerden yararlanacak. Tesiste ayrııca konukevinin dışında spor salonlarıı ve 20 oda var. Lösemili çocukların anne ve babaları için örgü, biçki, dikiş ve diğer el sanatları ile pastacılık, çiçekçilik, çocuk bakıcılığı gibi uğraş atölyeleri de bulunan köyde, ailelere sosyal güvence ve gelir sağlanacak. Köyde, anaokulu, ilköğretim ve lise ile konferans salonları, kapalı açık spor sahaları yer alacak.

Çocuklarımız için önemli bir köy. Onlara ufak da olsa mutluluk sağğlayacak ve sosyal aktivitelere katıılma olanağı sağlayacak.

TIKLAYIN

TİYATROLARDA NE VAR..

Tiyatrolara her geçen gün ilginin artması çok sevindirici.... Gerçi son zamanlarda domuz gribi nedeniyle seyirci de düşüş görülse de umarıız en kıısa sürede bu korku yenilir ve tiyatroya seyircinin ilgisi artar.

Bu hafta ve gelecek hafta tiyatrolarda oynanan oyunlar içinden seçtiklerimizi sizinle paylaşıyoruz.

72. KOĞUŞ

Orhan Kemal’in eserinden tiyatroya uyarlanan 72. Koğuş’un oyuncuları; Nihat Nikerel, Yusuf Atalay, Serhat Özcan, Can Kahraman, Fuat Onan, Yıldırım Gücük, Ömer Duran, Ayhan Anıl, Tuncer Yenice ve Sakım Sanat Oyuncuları’ndan oluşuyor.

12 / 13 Kasım Perşembe/Cuma 20:00 Kadıköy Halk Eğitim Merkezi

17 Kasım 20:30 Profilo Kültür Merkezi

Tel: 0212 292 39 19-20

GENCAY GÜRÜN – TİYATRO İSTANBUL

ALTI HAFTADA ALTI DANS DERSİ

Kasım ayı boyunca her Perşembe ve Cuma günleri saat: 21:00, Cumartesi günleri 15:00 /21:00, Pazar günleri 14:30

Tel: 0212 216 40 70

TİYATRO KARE - BU DA BENİM AİLEM - komedi

Netin Serezli, Suna Keskin

Profilo Kültür Merkezi

12 Kasım Perşembe 21:00, 22 Kasım Pazar 19:00, 29 Kasım Pazar 19:00, 30 Kasım Pazartesi 15:00

Tel: 0212 243 44 85

MÜJDAT GEZEN TİYATROSU

Adalet Pantolonun Kemeridir

Cuma : 20:30, Cumartesi 20:30

Komedi Dünyası

Pazar 15:30

Altıyol/Bahariye- KADIKÖY

Tel: 0216 449 59 52-53

TİN

8 Kasım 2009 Pazar

CAGDAS KOLELIK....


Sizce kölelik kalkmış mıdır? Yoksa hepimiz her geçen gün fazlalaşarak köleleşmekte miyiz? Hemen karşı çıkıp “ ben kimsenin kölesi değilim” dediğinizi duyar gibiyim.

Ne kadar karşı çıkarsanız çıkın, hepimiz, hepiniz "modern kölelersiniz". İş yerinde patronunuzun, mormal yaşamınızda; cebinizdeki cüzdanınızda duran, size güven ve rahatlık veren kredi kartlarınızın, dolayısıyla da bankaların…

Diyeceksiniz ki köle iradesi dışında alınıp satılabilendir… Peki siz değil misiniz? Patronunuz maaş vererek sizi satın almıyor mu? Onun isteklerini harfiyen uygulmak zorunda ve durumunda değil misiniz? Kredi kartlarınızın bir kölesi değil misiniz?

Köleliğin belli başlı ortak özellikleri nelerdir? Özgürlüklerin kısıtlanması, emeğin sömürülmesi değil midir? Geçmişte köleler yapılanları okudukça nasıl üzülüyor ve insanlık dışı olduğunu düşünüyorsınız. Oysa şimdi de birer kölesiniz. Çağdaş köleler…Eşinizin, patronunuzun, kredi kartları ve bankalarınızın kölesi…

DEVAMI..

....

7 Kasım 2009 Cumartesi

TUYAP'TAN IZLENIMLER...


Tüyap Kitap Fuarı’na bitimine bir gün kala gidebildik. Fuara yoğun bir ilgi olduğunu görmek, çok sevindirdi beni. Demek ki dedim “daha umut var”….

Evet, yitirmiş olduğum ümidimi geri kazandım. Hele hele gençleri, öğrencileri köşe başlarında, merdivenlerde almış oldukları kitapları okurken görmek, gözlerindeki ışıltıyı fark etmek,heyecanlarını hissetmek mutluluk ve umut aşıladı bana…

Standlar doluydu… Özellikle Ayşe Kulin’in Everest Yayınlarından çıkan son kitabı “Türkan – Tek ve Tek Başına” adlı kitabınıı imzalatmak isteyen okurlar kuyruk oluşturmuştu.

Turgut Özakman’ın “CUMHURİYET Türk Mucizesi” adlı kitap için de kuyruk oldukça fazlaydı ama, Özakman’ın rahatsızlığı dolayısıyla imza kısa sürdü..

devamıı..

...

6 Kasım 2009 Cuma

TABAK OLACAK KADIN ARANIYOR

Evet yanlış okumadınız… Tabak olacak kadın aranıyor, esprisi tabi… Ama son moda, gözde yemek yeme modası Japonya’dan Türkiye’ye de gelmiş durumda.. Sosyetenin yeni oyuncağı bu… Sushi’yi kadın vücudunun üzerinde yemek.. Eee kadınlar da o zaman demez mi ki “ben yemeğimi erkek bedeninin üzerinde yemek istiyorum. Bu da bu durumda en doğal hakları öyle değil mi?

Yemek bitti.. Peki bulaşığı kim yıkayacak acaba… Vallahi ne derseniz deyin ben bu kısmını merak ediyorum.. Herhalde bulaşık yıkamayı bu kadar isteyen kimse çıkmaz bu durumda….

Evet ne hale geldiğimizin bir panoraması bu ne yazık ki… Kriz, açlık, hastalık, işsizlik kimin umurunda… Yeni arayışlar, yeni tatlar peşinde koşmak varken.. Sağında, solunda neler oluyor kimin umurunda.. Ülke bölünüyor kim düşünür.. Zamlar kapıda.. Kimisi kapıdan girmiş, kimisi yolda gelmek üzere… Kimin umurunda..

5 Kasım 2009 Perşembe

HAFTANIN KITABI: TURKAN - TEK VE TEK BASINA

İki güzel insan… İki özel insan… Ayşe Kulin ve Türkan Saylan… Her ikisi de bu ülkenin çok değerli aydınlarından..

Biri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanıydı. Yaşadığı sürece insanlık adına çalışan bu özel insan için neler demediler.. Misyoner, Hıristiyan,Kürtçü, kominist vs.. Pek çok suçlamalarda bulundular. Onun aydın bir insan olduğunu, eşitlik için çalıştığını, cüzzam için savaş verdiğini, kızların okuması için elinden geleni yaptığını bir takım çevreler görmezden geldi….

Diğeri bu ülkenin önemli, yalın ve objektif kalemlerinden Ayşe Kulin…. Ve Ayşe Kulin Sevgili Türkan Hoca’nın hayatını kaleme aldığı bir kitap yazdı. Anılarının da yer aldığı bu kitabı heyecanla okumak için beklemenize gerek kalmadı. İkinci baskısı yolda..

TİN

Hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gâvurluğu kaldı ne Kürtçülüğü, ne de komünistliği. Ömrünün son döneminde de darbeci yerine kondu. Umurunda bile olmadı.

Çünkü o sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimdi… Hayatı boyunca tek isteği, iyi ve dürüst bir insan olmaktı.

devamı...
...

4 Kasım 2009 Çarşamba

HAFTANIN FILMLERI 31 EKIM/6 KASIM

Bu hafta vizyona giren filmler.. Kolpaçino, Komnak ve Korku.. Kolpaçino bir türk komedisi.. Komedi filmlerinden hoşlananlar için. Korku ve Konak ise gerilim filmi....

KOLPAÇİNO


Yönetmen: Atıl İnaç
Senaryo: Şafak Sezer, Kaan Ertem, Suat Özkan
Görüntü Yönetmeni: Feza Çaldıran
Oyuncular: Şafak Sezer, Aydemir Akbaş, Hakan Ural, Ali Sürmeli, Eriş Akman, Hakan Aysev
Tür: Macera - Komedi

“Para darphanede basılır, imzası atılır, banknot yapılır, deste deste akar gider. Milyonlarca temiz, milyonlarca pis el değer. Anlatılmaz bir sevgisi, anlatılmaz bir acısı vardır. Dünyada para için istenilecek en güzel dilek pis tarafını tutmamaktır, eğer tutarsan.''
Kolpaçino aksiyon-komedi filmi. Birbirine kenetlenmiş 7 kişinin bir günde başına gelenler. Temposu ve kurgusuyla şaşırtıcı bir hikaye. Şafak Sezer’i bir çok farklı rolde gördünüz ama hiç böyle görmediniz.

Filmin 250 kopya ile Türkiye’de, 50 kopya ile Avrupa’da aynı anda vizyona girmesi planlanan filmin senaristliğini Leman Çizerleri Suat Özkan, Kaan Ertem ile Şafak Sezer üstleniyor.


KORKU / DREAD

Yönetmen: Anthony DiBlasi
Senaryo: Clive Barker, Anthony DiBlasi
Görüntü Yönetmeni: Sam McCurdy
Oyuncular: Jackson Rathbone, Adam Davenport, Shaun Evans, Hanne Steen, Laura Donnelly, Jonathan Readwin, Vivian Gray, Carl McCrystal, Sarah Ball, Steven Clarke
Tür: Korku

Korku roman yazarı Clive Barker'ın kısa hikayesinden uyarlanan "Dread" Anthony Di Blasi'nin ilk yönetmenlik deneyimi. "Dread", üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların en çok nelerden korktukları üzerine yaptıkları bir araştırmayı konu alıyor. Stephen (Jackson Rathbone) yeni tanıştığı evinin alt katında tek başına yaşayan Quaid'in (Shaun Evans) teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen'in sınıf arkadaşı güzel Cheryl'de (Hanne Steen) projeye katılır ve üçlü insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlarlar. Sıra kendilerine geldiğinde bu genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfederler...
"Dread", psikolojik ögeleri öne çıkan farklı bir korku filmi izlemeyi vaat ediyor.

DEVAMI..
...

3 Kasım 2009 Salı

DOGALGAZ'A % 70 ZAM YOLDA MI?


Doğalgaza yeni yıl için dudak uçuklatan bir zam oranı gündeme geldi. Döviz ve ham petrol maliyetleri doğrultusunda bir çalışma yapan BOTAŞ'ın gaz fiyatlarını Şubat 2010'da yüzde 50 artırabileceği öğrenildi.

Sakın ha, böyle birşey olmaz demeyin. Bu ülkede her şey olur. Olmaya da devam edecektir. Sürüden ayrılmadığınız sürece.... Doğalgaza zam yolda... Ocak ayından itibaren % 70'e varan zam düşünülüyormuş... Ne yapacağız demeyin.. Ne yapacağınızı bilmiyorsanız, işte size tavsiyelerimiz ısınmak için.
  • Battaniyelerinize sarılın.. Çok ısınmaya gerek yok. Donmayın yeter.
  • Sevişin.. Evet yanlış okumadınız hem ısınır, hem zam falan aklınızda kalmaz. Kötü mü her iki işi birden yapmış olursunuz.
  • Piknik tüpünüz yoksa hemen bir tüp alın kendinize.. Hem sıcacık çayınızı demleyin, hem ısının.
  • Olmadı MUM YAKIN!!! Evet mum yakın. Biliyor musunuz. Bir tane mum oda sıcaklığını 6 derece arttırıyor. E işte sizde kaç derece daha artmasını istiyorsanız o kadar MUM YAKARSINIZ artık…
DEVAMI...

2 Kasım 2009 Pazartesi

EN PAHALI BENZINI BIZ TUKETIYORUZ


Benzine zam haberi duymadan geçen bir günümüz yok neredeyse. Hadi biraz fazla abartmış olsak bile, gerçek bu... Sadece zam değil, üstelik Avrupa'nın en pahalı benzini bizim halkımıza satılmakta.

Günümüzde litresi 3,35 TL'sından satılan benzinin rafineri çıkış fiyatını merak ediyorsanız sadece ve sadece 84 kuruş. Aradaki fark ise, 2.51... Evet doğru okudunuz. Fark bu... Türkiye'nin tüm rafinelerinde kullandığımız benzinin iki katı üretim yapılıyor. Peki kalan ne oluyor diye soracak olursanız, dış ülkelere satışı yapılıyor. Yani biz 3,35 liradan benzini alıyoruz. Ama dış ülkelere satış fiyatı 84 kuruşa oluyor. Peki bu durumda acaba biz ne oluyoruz sordunuz mu hiç kendinize? Söylemeye gerek yok, herkes anlamıştır zaten. Bunlar da müstahaktır bizim halkımıza. Sürü psikolojisinden kurtulamamış bir halk için itiraz etmenin de pek anlamı olmasa gerek.

DEVAMI...

.....