19 Kasım 2009 Perşembe

YARINA BIRAKMAYIN...

Yarınımızı biliyor muyuz? Acaba yarına çıkacak mıyız? Yaşama yarın da merhaba diyebilecek miyiz? Hayatımızda yer edinmiş, sevgilimizi, oğlumuzu, kızımızı, arkadaşımızı ya da dostumuzu yarın bir daha görme şansımız olacak mı? Her an bir nefes gibi birbirinin yanında olan insanları yarın bulabilecek miyiz ya da onlar bizi?

Acaba kim düşünür bütün bunları.. Ertesi sabaha uyanıp uyanamayacağımızı kim bilebilir? Neyin kıymetini tam olarak biliyoruz elimizde iken. Peki yitirilince? Yitirdiklerimizi geri getirebilecek miyiz? Küçücük yaşamımızda bugünü yaşarken yarın ne olacak emin miyiz

İnsanlar birbirlerinin değerini çoğu zaman yaşarken bilmezler ya da üzerinde durmazlar. Hayat kavgası içinde hep ötelenirler. Kaybedilince anlaşılır ancak iş işten geçmiş, gemi limandan çoktan görünmeze uzaklaşmış olur. 

Kalp kırmaya, sevdiklerini, değer verdiklerini üzmeye, kin tutmaya, kavga etmeye değer mi üç günlük ömür? Düşündünüz mü bunları, aklınıza sık sık gelip, sordunuz mu kendinize.

Hiç sormadıysanız ya da sık sık sormuyorsanız, sırası gelmiştir artık. Kendinize sorun ve kendinizi sorgulayın. Yaşamdaki yerinizi, sevdiklerinizin sevenlerinizin sizin için değerini. Umutlarınızı… umutsuzluklarınızı.. nedenlerinizi ve keşkelerinizi.

DEVAMI...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder