14 Temmuz 2009 Salı

TAKI TASARIMI UZERINE NAZIFE ARPACI ILE SOYLESI

İş yaşamının bitiminden sonra, emekli olan ama hayata emekle bağlanan Nazo tasarımın kurucusu Nazife Hanım'la tasarımları, bu işe yönlenmesi, yaşadıkları hakkında bir röporta yaptık. Bu röportajı okuyan siz sevgili emekli ve ev hanımı okurlar umarım bu söyleşiden sonra kendilerine mutlaka yakın olan bir hoby bulup, yaşamı hem kendisi, hem sevdikleri için, aynı Nazife Hanım gibi güzelleştirir.

TÜRKİYE İNTERNETTE : Emekli olduktan sonra nasıl böyle bir karara vardınız. Tasarımcılık ile ilgili olarak bir kurs aldınız mı?
NAZİFE ARPACI : 2003 yılının Ağustos ayında emekli oldum. 20 yıl çok yoğun bir çalışma hayatım olmuştu. Hem yoğun bir çalışma hayatı hem 2 çocuk zamanın nasıl geçtiğini bana hissettirmemişti. Emekli olunca çocuklarımda artık büyümüş olduğundan birden boşlukta kaldığımı hissettim. Bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Tekrar aynı işime döneyim dedim. Başka bir firmada bir iş buldum. Yine aynı tempoda çalışmaya başladım. Bir gün sol göğsümde bir şişlik fark ettim. Kendi kendimi iki ay takip ettim. Büyüdüğünü gördüm. Hemen bir doktora gittim. Biraz daha beklersem kötüye gidebileceğini ve belkide kötü huylu olabileceğini öğrendim. Doktorum derhal bunun alınması gerektiğini söyledi. Sonuçta ameliyat oldum. Kötü huylu değildi. Ama biraz daha geç kalsaydım olabilirdi. Sonuçta doktorum bana çok yoğun ve stresli bir ortamdan uzak kalmam gerektiğini daha zevkli şeyler yapmam gerektiğini hafiften kulağıma fısıldadı. İşimden ayrıldım. Yeteneklerimi aramaya başladım. İşte tam da o sırada İsmek'le tanıştım. Aralık ayıydı. Kurslar başlamıştı. Ama yine de bir şansımı denedim. Tam da bu arada Trabzon işini gösteren bir hoca İsmek'te öğretmenliğe başlamıştı. Kursa yazıldım. İlk Trabzon işi ile işe başladım. 3 ayda bir Trabzon bilekliği ördüm. Ama gördüm ki bu benim işimden de stresli bir işti. Ben gümüşe boncuk katmaya başladım. Boncukla gümüşü birleştirdim. Çok değişik işler çıkmaya başladı. Bende sevmeye başladım. Ama gümüş zamanla karardığı için tel kullanmaya başladım. Sonra bezleri tele, teli boncuğa bağlamaya onlardan yeni yeni takılar yapmaya başladım. Birden ev boncuklarla ve takıyla dolmaya başladı. Bunları satmam gerektiğini düşündüm. www.nazotasarim.com adı altında bir site oluşturdum ve burada hem ürünlerimi sergiliyor hemde beğenip edinmek isteyenler olursa onlara satıyorum. Ayrıca sitemde yine konuya ilgi duyanları elimden geldiğince bilgilendirmeye çalışıyorum. Her geçen gün bir önceki günkü işimi beğenmiyordum. Daha güzel yapabilirim daha güzel olmalı derken bu boncuklara iyice aşık oldum. Doğada gördüğüm her şeyi takıya nasıl çevirebilirim şeklinde düşünmeye başladım. 2004 yılının kışında inanılmaz güzel işler yaptım. Bütün arkadaşlarım şaşırıyordu. Bu arada da sürekli araştırmaya ve yeni teknikler öğrenmeye çalışıyordum. Yaptığım her takı en az bir hafta sürüyor ve bittikten sonra evde bayram yaşanıyordu. Bunları olmayacak kadar ucuza satıyordum. Çünkü insanların benim yaptığım bir takıyı takmaları bana çok büyük zevk veriyordu. Sonra baktım çok değişik teknikler buluyorum, çok pratik işler yapıyorum. Bunu başkalarıyla paylaşmam gerekiyor. Onun için 2005 yılında tekrar İsmek'te kursa gitmeye başladım. Bu arada yapılan takı yarışmalarında ödüller aldım 1200 saati doldurup öğretmen olmak istiyordum. Sonunda da isteğime kavuştum. 1200 saat, yazılı sınav, uygulamalı sınav, sözlü sınav ve mülakat sonucunda öğretmenliğe hak kazandım.

Ayrıca bir tasarım eğitimi almadım. Ama sürekli araştırıyorum. Yerli ve yabancı kaynaklardan tasarımla ilgili yazılar okuyorum. Çalışmalar yapıyorum.

DEVAMI..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder